"Ne bir sevgili, ne para... Sadece iyi bir oyuncu olmak istiyorum "
KURTLAR VADİSİ IRAK'IN YILDIZI BERGÜZAR KOREL İLK KEZ PAZAR VATAN'A KONUŞTU
Herkes onu Kurtlar Vadisi Irak filmindeki Leyla rolüyle tanıdı. Yıldızı bir anda parladı. Oysa onun çocukluğu yıldızlar arasında geçti. Çünkü onun annesi 1967 Ses Dergisi kapak güzel, oyuncu Hülyan Darcan; babası ise Türk sinemasının jönlerinden Tanju Korel. Bergüzar Korel ilk kez annesi ve kız kardeşiyle birlikte özel yaşamının kapılarını araladı.
• Bergüzar Hanım'rn, babasının ve sizin yolunuzdan gidip, oyuncu olmasından hoşnut musunuz?
Hülya Darcan: Hiç hoşumuza gitmedi açıkçası. Bu durum lise yıllarında ortaya çıkti. Biz de karşımıza alıp sorduk ne istediğini. Bergüzar da konservatuvara gidip tiyatro eğitimi almak istediğini söyledi. Biz de kararlı olduğunu görünce peki dedik Şimdi Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro bölümü son sınıfta okuyor. Oyunculuk, müzik, çok güzel sesi vardır, piyano çalar dans eder, at biner... Bazı şeyler genlerle alâkalı engel olamıyorsunuz. Basından arkadaşlar gelirdi fotoğraf çekilecek, Zeynep odasından çıkmazdı Bergüzar'ın hoşuna giderdi.
Bergüzar Korel: Hiç de o kadar meraklı değildim. Beni uykudan kaldırıp getirirdiniz.
• Ya Zeynep Hanım?
HD: Zeynep'in benim gibi edebiyata yatkınlığı var... Şu sıralar bir kitap hazırlığında. Babasıyla geçirdiği son 84 günü yazıyor. Sanırım adı da Babamla Geçerdiğim Son 84 Gün olacak Şimdi büyük bir heyecanla kitabını bitirmesini bekliyoruz. Zeynep'in sesi de çok güzeldir.
Zeynep (Korel) Busbee: Hiç kimse bilmez ama annemin muhteşem bir sesi var. Çok güzel sanat müziği söylüyor. Eğer şarkıcılık yapmak isteseydi çok başarılı olurdu.
• Genlerden olduğunu söylüyorsunuz. Sizin ya da eşiniz Tanju Korel'in ailesinde sanatla uğraşanlar var mıydı?
HD: Tanju'nun büyük dedelerinden biri Şehnaz Longa'nın bestecisiymiş. Babam Osman Darcan harika bir Karagöz Hacivat ustasıydı. Çok güzel kukla oynatırdı, îp cambazıydı. Ege Cambazhanesinde çalışırdı. İzmir Gönen yöresinde bizi herkes tanır. Benim en büyük hayalim babamın hayatını film yapmak.
BİZLER ÇOK DÜRÜSTTÜK
• Tanju Bey ile nasıl tanıştınız?
HD: Sinema'da tanıştık ikimiz de 1967 yılında sinemaya girdik, o benden alti ay kıdemliydi, ikimiz de o yıllar için çok uzun boyluyduk Bizim kadar uzun boylu oyuncu yok denecek kadar azdı. Sonra birlikte film çevirmeye başladık Önce çok iyi dost olduk sonra 1974'te evlendik.
• Sizin zamanınızdaki aşklar ile bugün özellikle şov dünyasında yaşanan ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
HD: Magazin programlarını seyrediyorum ve hayretler içinde kalıyorum. Bizler ne kadar dürüstmüşüz... Ne yaşıyorsak çıkıp söylüyorduk, birbirimizi seviyoruz diyorduk Biz bir ay flört ettik, Tanju'nun ailesi gelip istedi ve söz kestik 3 buçuk sene nişanlı kaldık, 1974 yılında da evlendik
• Bugün çekilen sinema filmlerini nasıl buluyorsunuz? Bergüzar Hanım'a yapım şirketiyle anlaşması olduğu için soramıyoruz ama siz Kurtlar Vadisi Irak'ı nasıl buldunuz?
HD: Çok güzel filmler yapıldı. Hele Cem Yılmaz diye bir olay var ki müthiş bir şey, çok seviyorum. Herkes çok şey söyledi bir sürü spekülasyonlar oldu ama Bergüzar'ın da oynadığı Kurtlar Vadisi Irak filmi ne olursa olsun çok cesurca, üzerinde düşünülüp uğraşılmış bir iş. Çok başarılı buluyorum ve ortaya çıkan işi beğeniyorum. Bizim ülkemizde güzel bir şey yapıldı mı mutlaka yeriliyor. Tabii ki övenler oldu ama çok sayıda yeren de oldu. Yazıp çizmeyi eleştirmeyi de dozunda bırakmak lazım.
• Kızınızın zorluklar yaşayacak olacağım düşünürsek ne tür tavsiyelerde bulunuyorsunuz?
HD: Bence işi çok zor. Hep söylediğim bir şey var. Bu camiada, oyuncululuk mesleği adına çok saygın bir soyadına sahip. Bu soyada lâyık olması lâzım. Bu ortamda benim çocuğum ne yapar kendini nasıl korur, yıpranmadan bu işi nasıl yapabilir hiç bilemiyorum. Çok korkuyorum açıkçası. Bir de benim çocuklarım çok fazla dürüsttür. Gitmişse gittim der, yapmışsa yaptım der. Çok açık söylüyorum bugün Bergüzar'ın bir erkek arkadaşı olsa asla saklanmaz. Çıkar ortaya evet bu benim erkek arkadaşım, birbirimizi seviyoruz der Bazılarının yaptığı gibi önce haber verip ondan sonra "ay çekmeyin" diyerek kaçmaz. İşte o yüzden işi çok zor. Amiyane tabiriyle de bu işin üç kağıdını bilmiyor
BK: Magazin programlarını hiç izlemiyorum diyenlere kesinlikle inanmıyorum. Ben özellikle seyrediyorum. Çünkü benim oralardan aldığım çok güzel dersler var Neleri yapmamam gerektiğini bir kez daha görüyorum. Biri bana dese ki şu anda ne istiyorsun? Çok açık konuşuyorum, ne bir sevgili istiyorum, ne çok fazla para. Sadece basan, saygınlık ve iyi bir oyuncu olmak istiyorum. En önemlisi göz önünde bir iş olan oyunculuk mesleğini yaparak da mütevazi yaşantımı sürdürüp aile huzurumu koruyabileceğimi göstermek istiyorum.
• Bergüzar Hanım, isminizin anlamı nedir?
BK: Sözlüğe baktığınız zaman, yadigâr, armağan, hatıra şeklinde bir tanımlama var. Bildiğim kadarıyla "yadigâr" en doğrusu.
HD: Bergüzar, "yadigar kalan anlamında. Bergüzar, Tanju'nun anneannesinin ismi. Ben Bergüzar adını vermek istediğimde," Tamam ama ya çocuk üniversiteye giderken bu ismi sevmezse ne yapacağız " diye endişelenmişti. Bergüzar'ın aslında iki ismi vardır. Bergüzar Gökçe Korel. Gökçe adını da hamileyken rüyamda görmüştüm, öyle koydum.
• Lisede oyuncu olmaya karar vermeden önceki hayaliniz neydi?
BK: Liseye kadar evden pek çıkmayan, mimar olma hayalleri kuran bir kızdım. Fen, matematik derslerine çalışmaktan hiç hoşlanmayan, çok sıkıntılı bir öğrenciydim. Konservatuvara nasıl girileceğini bile bilmiyordum. Okula girdiğim zaman hiçbir şey bilmiyordum. Beni sınavlara Mimar Sinan'da son sınıf öğrencisi bir arkadaşım çalıştırdı. Sınava sadece iki hafta çalışarak girdim. Ama öyle bir tempoda çalıştım ki her gün bir Shakespear bitiriyordum. Hatta bazen ikiye çıkıyordu, flk girişimde kazandım. Çok büyük sürpriz oldu. Kazanamasaydım babam beni ablamın yanına Amerika'ya yollayacaktı eğitimime orada devam edecektim ama hiç istemiyordum.
• Çocukluğunuzda farkında olmadan oyunculuğa yanrım yapmış olabilir misiniz?
BK: Açıkçası çok ayran gönüllüydüm. Hesap makinesinde dokuzuncu senfoniyi çıkarınca babam bunu görüp CD, disket girişi bile olan bir piyano aldı. Ben bunu ne yapacağım deyince o gitti yerine daha klasik bir piyano geldi. Piyano çalmayı öğrendikten sonra uzun bir süre buz pateni yaptım. Ondan sonra bale yaptım, o bitti voleybol oynamaya başladım. Bu arada at biniyordum. Kısacası her şeye el atüm. Şimdi iyi ki yapmışım diyorum, mesleğime katkısı olacağını düşünüyorum.